10 Ekim 2011 Pazartesi

ÖNCE İNSAN OLMAK


Dünyanın başlangıcından beri neredeyse kadın konusu,insan konusunun önünde yer almıştır.

Kim bilir Adem babamızın Cennet'ten çıkarılmasına sebep olmasından kaynaklanıyordur bu durum.

Aslında elbette ki Havva annemizin tek başına bir hatası değildir bu hadise.Erkek ve kadın olarak her ikisinin de ortaklaşa hatası değil midir bu vakıa? Ki içerisinde insan olarak bizlerin,bu dünyaya gönderilişimizin hikmetinin yattığı,saklandığı,dercedildiği bir başlangıçtır bu.

Belki çok genel bir konu olarak algılanacak.

Ama,özellikle son zamanlarda gittikçe artan biçimde,hemenhemen her alanda “kadın” mevzusu daha çok işlenir oldu.Esasen hakediyor daişlenmeyi.

Kadına şiddetten tutun da,artan boşanmalar,törecinayetleri,kadınların eğitimi,kadınların seçimlerde daha çok,artan sayıda vetabii toplumdaki her türlü etkinliklerine oranlı biçimde temsili konularıtartışılıyor.

Kadın merkezli olarak,en son Tbmm’de kadınların pantolongiyebilmesi ve kadına “bayan” değil de “kadın” denilmesi bileyazıldı,çizildi,düzenlemeler yapıldı ya da yapılıyor.
Geçen dönemin son yılında,şimdiki Aile ve Sosyal PolitikalarBakan Yardımcısı olan Aşkın Asan hanımefendinin tacizcilerin hadım edilmesineyönelik bir kanun teklifi de çok tartışıldı.
Aynı şekilde bir çok ülkede de buna benzer tartışmalarınodağında hep kadın var.
Bütün bunlara bağlı olarak “kadına pozitif ayrımcılık” birçözüm teklifi olarak öne sürülüyor.
Bunlar bize;tüm insanlığa bir şeyihatırlatıyor;altını çizerek hem de.
Kadının toplumdaki yeri ne olmalı?
Aslında bu soru başlıbaşına problemli bir yaklaşımıgösteriyor.
Meselelere kadın ya da erkek veyahut da çocuk zaviyesindenbakmak elbette gerekir;gerekebilir.Ama tüm bu meselelerin öncesinde insan olma,buna bağlıolarak haysiyet,şeref,insanlık,insan olmanın gerekleri,karaktersağlamlığı,insanın hak ve sorumlulukları;en önemlisi bunların bir muhassalasıolan hürriyet konusu tartışılmalı değil midir?
Kadın ya da erkek olarak,insan olabilmeyi becerememişsekdiğer konuları tartışmanın bir anlamı olur mu?
Kadına şiddeti tartışıyoruz;kadınlar hemcinsleri olmasıhasebiyle elbette ki bu konuya daha fazla dikkat kesiliyorlar.Bu bağlamda enson sayın bakan Fatma Şahin de sadece kadın milletvekillerini topladığı birtoplantı tertipledi.
Peki ama,mesela;Merve Kavakçı hanımefendinin milletvekiliseçildiğinde Meclis Genel Kurulu’nda hep bir ağızdan,büyük bir baskıyla “dışarı,dışarı”diye bağıranlar arasındaki kadınları nereye oturtacağız?
Veyahut İstanbul Üniversitesi’nin bir zamanlar rektöryardımcılığını yürüten meşhur Nur Serter hanımın “ikna odaları”nı ne yapacağız?
Demek ki mesele kadın ya da erkek olmak,kadına ya da erkeğeyönelik şiddet,baskı vs.. olması değil,esas mesele insan olma haysiyetini birtürlü yaşayamamak imiş.
İnsan olursak,medeni olursak,hakkaniyet ve adaletiuygularsak sadece kadınlara karşı değil;bütün yaratılmışlara karşısaygılı,ölçülü ve muhabbetli oluruz.
O halde bu konuya bu çerçevede yaklaşmak yerine önce insanolma terbiyesine ulaşmanın eğitici metodlarını tesbit ve tatbiketmeliyiz.
Bu da hiç şüphesiz öncelikli olarak Eğitim Bakanlığı’nın veDiyanet İşleri Başkanlığı’nın vazifesidir.
En azından ben böyle düşünüyorum.

ABDULHADİ KAHYA

1 yorum:

seyabb dedi ki...

Feminizm hızla yayıldı ve söndü.Şimdilerde kadın kadının kurdudur deniyor.Kadın yada erkek yoktur.İnsan vardır canlı vardır.Bir çiçekte, insan kadar değerlidir bir insanda ,çiçek kadar.Önce insana değer ver, sonra hayvanlara gibi karşılaştırmalı ve derecelendiren anlayışlarada tamamen kapalıyım.Korktuğumuz anda biz de aynı şekilde kalp çarpıntısı hissediyoruz kumruda...İşyerinde bütün gün çalışan sonrada eve gelip koşturan bide çocukların sorumluluğunu alan kadın eşinden destek istemekte ne kadar haklıysa hemcislerine haksızlık ve zulüm ederken de o kadar haksız.Yaşadığımız muhitte bazı edps... kadınların eşimi taciz etmesinden ve eşimin aldığı terbiye sebebiyle ilgisiz kalmasından dolayı sayısız iftiralara maruz kaldık.Dayandıkları güç aldıkları tarafsız kalması gereken kişiler bile türlü yalanlar uydurdular.Eşimin evine bağlı olması,içki kullanmaması, huzurlu olmak için çabaladığımız ve binbir sıkıntıları olan evliliğimiz olmasıda bizim suçumuz.Bir evlilikte borçta olur sıkıntıda ama insani duygular vicdan ve mantık yoksa orada aile aramayın.Toplumun çekirdeği aile ve iskeleti kadın ise edep ya hu...Türk kadını erkeklerle omuz omuza savaştı.Mehmetçiğine hasret yurdunu savundu.Şimdilerde herkes birbirine çelme takma yarışında ...Allah aşkına biz nereye gidiyoruz.